top of page

DÜNYA SİNEMA TARİHİ – 2

Edwin S. Porter


Amerikan sinemasının kuruluş yıllarının en önemli yönetmenidir. Bir zamanlar Edison için çalışmıştır. Bir Amerikan İtfaiyecisinin Yaşamı ( 1903) isimli filmi kurguya dayanan sinemanın ilk örneğidir. Belgesel yerine dram, gerilimi tercih etmiştir. Büyük Tren Soygunu filmi, Porter’in başyapıtı niteliğindedir.


David Work Griffith


Endüstri haline gelen sinemayı, kişisel bir görüşü açıklamaya elverişli yeni bir sanat diline dönüştürmüştür. 1915’te çektiği Bir Ulusun Doğuşu isimli filmi ırkçı içeriği dolayısıyla tepki almıştır. Hoşgörüsüzlük (1916) Griffith’in önemli filmlerinden biridir.


Hollywood’un sinemacıların ilgi odağında olmasının sebepleri


İklimin tüm yıl boyunca elverişli olması, çevrenin değişik görünümler içermesi, yakınındaki Los Angeles’da gereksinimleri karşılayabilmek, işçi ücretlerinin düşük olması en temel sebeplerdendir. Universal Studios 1915 yılında açılmıştır. Warner Bros, 1923 yılında kurulmuştur. 1927’de sinema tarihinin ilk sesli filmi olan Jazz Singer, Warner Bros tarafından üretilmiştir. Twentieth Century Fox, William Fox tarafından 1915 yılında kurulmuştur.


Antitröst Yasaları


1950’li yıllarda bağımsız yapımcıların çoğalması ve yasaların uygulanması, büyüklerin egemenliğine son verdi. I. Dünya Savaşından sonra Hollywood çok önemli bir endüstri haline geldi. Sinemanın başlangıç yıllarında yüksek ücret isterler düşüncesiyle oyuncuların isimleri açıklanmıyordu. Sonradan Hollywood yıldızları doğdu.


Film Tanıtım Dergileri- Bu dergilerin ilki 1911’de Vitagraph için çıkarılan Motion Picture Magazine’dir. Lovella Parsons, dedikodu yazarlarının en sivri dillisidir.


Hays Yasası ( Denetim için )


Tutucu çevrelerin tepkileri sonucu 1922 yılında MMPDA kuruldu. Göreve William Hays getirildi. William Hays, otosansür uygulamasına yöneldi. 1930 yılında kabul edildi.


İlk Yıldızlar


Biograph Yapımevinde Florence Lawrence

İlk vamp kadın Theda Bara

Western Sinemasının kurucusu Thomas Ince

Mack Sennett- Charlie Chaplin’i keşfeden kişi, komedi ustası, gerçeklikten uzak

Charlie Chaplin, Şarlo karakteriyle bilinir. Satir, güldürürken düşündürür. (hüzün) Uzun süre sesli filme karşı çıkmıştır. İlk sesli filmi 1931 yılında çektiği Şehir Işıkları filmidir. Mösyö Verdü filmi tutucu çevrelerden tepki almıştır. Chaplin’e vatandaşlık hakkı tanınmamıştır. Film galası için 1952’de gittiği İsviçre’de 1972 yılında kadar kalmıştır. 1972’de Oscar ödülü almıştır.


Genç Sovyet Sineması

-Devrim öncesinde sinema-


1896’ da Rusya’da belge filmleri çekilmiştir. Yerli film yapımcılığı, 1809-1911 yılları arasında büyümüştür. Filmler edebiyat, tiyatroya dayanmaktadır. Çarlık sansürü etkili olduğundan dolayı film konuları günlük olaylardan uzak tutulmaktadır.


-Devrim öncesi etkili olan sanat akımları-


Fütürizm (Gelecekçilik), kurucusu Flippo Tommasa Marinetti’dir. İtalya’da başlayıp Rusya’yı etkilemiştir. Rusyadaki önemli temsilcisi Mayakovsky’dir. Sanayiyle, makineleşmeyle ilgilidir. Eskiden uzaklaşma fikri benimsenir.


Konstrüktivizm (İnşacılık), devrim sonrasında daha etkilidir. Gerçek malzemeyle oluşturulan yapıtlara önem verilmektedir ( Eyfel kulesi). Rusyadaki önemli temsilcisi Vladamir Tatlin’dir.


-Devrim sonrası sinema-


1917’de yaşanan devrim sonrasında Lenin, sinemaya önem vermiştir. Film içerikleri daha prostestan olmuştur. 1918- Ajitasyon trenleri. Amerikan sinemacı David Griffith’e ilgi bir hayli fazlaydı. 1924 yılında devlet, sanat filmlerine karışmıyordu. 1930’larda yaratıcılık kısıtlandı. Sovyet Sineması’nın kurucusu Leş Kuloşev, sinemanın tiyatrodan ayrılması gerektiğini savunmaktaydı ve kurguya önem vermekteydi "Kuloşev Etkisi". Dziga Vertov: sinemasal gerçekliği ancak sinema- göz yakalayabilir. Vertov’un başyapıtı, Kameralı Adam (1929). Vsedov Pudovkin’e göre kurgu, olay örgüsüne uygun bir biçimde düzenlerek sıralanmasıdır. Montaj, çekimlerin yan yana getirilişi öykü ve onun akışıyla ilgili değildir.’ Sergei Ayzenştayn, Potemkin Zırhlısı (1905) sinema tarihinin en iyi filmleri arasında sayılmaktadır. Ayzenştayn, atraksiyonlar montajı dediği tekniğini "Grev" filminde kullanmıştır. 1927 yılında çektiği "Ekim" filmi, Bolşevik İhtilali’ni anlatmaktadır. Ayzenştayn’a göre montaj kuramı duygusal tepki oluşturmalıydı.



Alman Dışavurumcu Sinema


I. Dünya Savaşı sonrası yeni filmler için yenilik arayışları başlamıştır. Yaşanan sıkıntılar, buhran, keder, ölüm filmlere yansımıştır. Expresyonizm (Dışavurumculuk): İlk kez 1901 yılında Auguste Herve kullanmıştır. 1910-1925 yılları arasında etkili olmuştur. Robert Wiece, ‘Dr. Caligori’nin Muayenehanesi’ (1919) filmini bu akımı kullanarak çekmiştir. Fritz Long tarafından filmin senaryosunda değişiklikler yapılmıştır. Akımı kullanan önemli üç yönetmen: Fritz Long- Metropolis(1927), Friedrich Willhelm Murnau- Dracula Nosferatu (1922), Georg Willhelm Pabst.


İtalya Sessiz Sinema


Dünya Savaşı sonrası duraklama dönemine girmiştir. Duraklamadaki en önemli etken seyircinin Amerikan filmlerine yönelmesidir. Hollywood filmleri ve yıldızları daha fazla merak uyandırmıştır (Amerikan Sineması). İtalyan Ricciotto Canudo, sinemayı "yedinci sanat" olarak tanımlamıştır. Sinemacıları "ecraniste" (perdeci) olarak adlandırmıştır. Canudo, Yedinci Sanatın Dostları Klubü’nü kurmuştur.


İngiltere Sineması


Sinemada faaliyet gösterememiştir. Cecil Hepworth, 1910 yılında süresi 15 dakikayı aşan tek film olan The Blue Bird’ü çekmiştir. Seyirci Amerikan filmlerini benimsemiştir. Salon bulmakta zorluk çekmişlerdir. 1927 yılında Cinematograph Film Act (Sinema Filmi Yasası) çıkarılmıştır. Sinema salonlarında belirli sayıda yerli film gösterilme zorunluluğu getirilmiştir. Bunun sonucunda üretilen film sayısı artmıştır.


Hindistan Sineması


İngiltere’nin sömürüsü olan Hindistan’da ilk sinema gösterisi 7 Temmuz 1896’da Watson Oteli’nde yapılmıştır. Gösteride Lumiere Kardeşlerin filmleri gösterilmiştir. Yerli filmlerde Hint mitolojisi ile "Romayana" ve "Mahabharata" destanlarından yararlanılmıştır. Milliyetçi akımların yayılmasını önlemek amacıyla 1918’lerden başlayarak kentlerde sansür uygulamasına başlanmıştır. İlk sesli Hint filmi "Ardeshir Ara" (Dünya Güzeli). Sesli filmin getirdiği en büyük yenilik ise her filmin mutlaka şarkı ve raks içermesidir.


Japonya Sineması


Sinemayla 1896’da bir kineteskop gösterisi sayesinde tanışılmıştır. İlk sinema salonu 1903 yılında Tokyo’da kurulmuştur (Denki Kan). Perdenin önünde bir yorumcunun (Benshi) yazıları okuyarak açıklamalar yapması yaygınlık kazanmıştır. Benshi’ler (konuşan adam), ileride sesli sinemaya karşı çıkmışlardır. Sesli sinemanın yaygınlaşmasından sonra bile (1935) kimileri çalışmayı sürdürmüştür. Japon sineması kabuki, shingeki, shimpa gibi tiyatro türlerinden beslenmiştir. 1 Eylül 1923’te yaşanan deprem stüdyoları yıkmıştır (Büyük Konto Depremi). Böylece yerli üretim durmuştur ve sinemaları da Amerikan ve Avrupa filmleri doldurmuştur. Çevrilen filmler iki türden oluşmaktadır. Jidai-geki (eski yüzyıllarda geçen dramlar) ve shamin-geki (sıradan insanları konu edinen çağdaş dramlar).


Avustralya Sineması


I. Dünya Savaşı, milliyetçilik duygularını körükleyen sıradan filmlerin çekilmesine yol açmıştır. 1915 yılında çekilen A Hero Of The Dardonelles (Çanakkale Kahramanı) filminde Çanakkale Savaşı’na değinilmiştir. 1915 yılında çekilen Will They Never Come (Geri Dönecekler Mi) filmi gençleri savaşa çağırmıştır.


EDİT: FİGEN AKÇAYOĞLU


ree


Commentaires


©2022, apeirondijitalçözümler tarafından ile kurulmuştur.

bottom of page